ana sayfa hakkımda şiirlerim yorumlar
1
2
3
4
5
tüm yazılarım
facebook | Hatice OLGUN Twitter | Hatice OLGUN
Ana Sayfa
Menü
Öz Geçmiş
Yazılarım
Çizimlerim
Şiirlerim
Fotoğraf Galerisi
Haber & Söyleşi
Yazarlardan
Yorumlar
Bana Ulaşın
Yazılarım / Başlasın Türkiye Yüzyılı « geri
Meydanlarda “özgürlük eşitlik demokrasi” nutukları atanlar iş uygulamaya gelince kâh Hükümete oy verenleri tehdit ediyor, kâh mahkeme basıyor, kâh yargı mensuplarına ayar veriyor, kâh YSK’ya TÜİK’e kurumlara çatıyor, kâh iki kuruş yardımı depremzedeye ‘haram zıkkım’ ediyor ! Onlardan değilseniz belediyelerinde çalışamazsınız. Oylarınız onlarınkiyle eşit bile olmamalı. Hele karşılarında siyaset hiç yapamazsınız. Yapmaya kalkarsanız önce linç, küfür, akçeli iftiralar, hakaretler aşaması.. Bunlara dayansanız + 18 kasetlere, rezilliklere hazır olmalı, en nihayet çekilip eldeki sağlıktan da olmamaya bakmalısınız ! Belediye çalışanları mitinglere dolgu maddesi olmaya zorlanabilir, hatta işler “benim adayıma oy verecek, ekran görüntüsünü de getirip göstereceksin, yoksa ekmeğinden ederim”e kadar varabilir. İnsan yazarken hayret ediyor.. Benim Cumhurbaşkanım, % 9 oy aldığı ilçeye 45 günde çiçek gibi hastane kondurup “baskıcı, diktatör” oluyor ama bunlar kendine oy vermeyen depremzedeyi barındığı otellerden kovup “barış güvercini” oluyor, kalpler yapıyor değil mi ?

Yarın nasipse sandığa gidiyoruz. Bu kez işimiz daha kolay, çekyat örtüsü kadar oy pusulası yerine, iki adaylı bir pusula bizleri bekliyor.

Üstelik bu kez Merkür de gerilemiyor, çift dikiş gerekmeyecek ;) Konuyu yumuşatma adına astrolojiye atıf yapsam da ülkece deprem, kriz (ondan önce salgın) vs nasıl zor süreçlerden geçip de üzerine seçim tartışmalarının pik yaptığı bir finaldeyiz.

Allah var dışardan izlerken yorulduk, içinde olmayı düşünemiyorum. Bu işler zor, bu işler çileli. Bunu, özellikle Sn Erdoğan’ın eski fotoğraflarına baktığımızda daha iyi anlıyoruz. “Aşkınan çalışan yorulmaz” diyen CB’nı bu kadar yoran sanmam ki iş olsun.

Türkiye’de maalesef, özellikle son 13 yıldır öyle bir muhalefetimiz var ki (kelimelerimi seçerek yazmaya çalışacağım) vicdan, ilke, etik, hakkaniyet, sorumluluk duygusu, gerçeklik algısı, had hudut hak getire !

Yanlışım varsa düzeltin ama kaset, tape, yalan, iftira, vaatte sahtecilik, iş- proje üretememe, kendini tekrarlama, ülkenin toplam faydasına ne varsa karalama ve de her yeni başarısızlıkta dönüp bir kendine bakırmak yerine biraz daha karşıya sarma, saldırganlaşma, hatta sokağa, vandalizme kapı aralama...

Meydanlarda “özgürlük eşitlik demokrasi” nutukları atan bunlar fakt iş uygulamaya gelince; kâh Hükümete oy verenleri tehdit ediyor, kâh mahkeme basıyor, kâh yargı mensuplarına ayar veriyor, kâh YSK’ya TÜİK’e kurumlara çatıyor, kâh iki kuruş yardımı depremzedeye ‘haram zıkkım’ ediyor vesaire !

Onlardan değilseniz belediyelerinde çalışamazsınız. Oylarınız onlarınkiyle eşit bile olmamalı. Hele karşılarında siyaset hiç yapamazsınız. Yapmaya kalkarsanız önce linç, küfür, akçeli iftiralar, hakaretler aşaması.. Bunlara dayansanız + 18 kasetlere, rezilliklere hazır olmalı, en nihayet çekilip eldeki sağlıktan da olmamaya bakmalısınız !

Belediye çalışanları mitinglere dolgu maddesi olmaya zorlanabilir, hatta işler “benim adayıma oy verecek, ekran görüntüsünü de getirip göstereceksin, yoksa ekmeğinden ederim”e kadar varabilir.

İnsan yazarken hayret ediyor.. Benim Cumhurbaşkanım, % 9 oy aldığı ilçeye 45 günde çiçek gibi hastane kondurup “baskıcı, diktatör” oluyor ama bunlar kendine oy vermeyen depremzedeyi barındığı otellerden kovup “barış güvercini” oluyor, kalpler yapıyor !

Hele ki milleti beğenmeyen diplomalı, beyaz yakalı insanlar buna nasıl inanıyor, nasıl sorgulamıyor ? Daha muhalefetken böyleyseler, es kaza iktidara gelip gücü ellerine geçirende halimiz nice olur ?!

Hiçbir eserini, gerçekten de çok defa bütün iyi niyetlerimizle arayıp bulamadığımız bu zihniyete Hazine teslim edilse, bugün belediyelerinde heba olan bütçelerin akıbetinden ne farkı olur ? Deli sorular !

Bakın daha ülkenin hayati ve stratejik önemdeki savunma, enerji, teknoloji projelerinin akıbeti nolur sormadım bile. Adamlar Togg’la kavgalı, Karadeniz gazına öfkeli. Dünyanın dört bir yanına ihraç edilen İHA/ Siha’lara maket diyor.

Üstelik, (masanın altındaydı, üstündeydi, yoktu vs derlerken) nihayet daha fazla gizleyemedikleri HDP/ PKK ve Kandil- Pensilvanya elebaşlarının düzenli aralıklarla bunlara oy istemesini nereye koyalım bilmiyorum.

Bir yanda sev/ sevme, 21 yıldır şu ülkeye; sağlıktan ulaşıma, teknolojiden savunmaya yaptıkları ortada olan bir lider, diğer tarafta SSK ve 12 seçim karnesi ortada, bir dediği diğeriyle çelişen, tutulmuş tek vaadini bulamadığımız ve yalanlarına rekor tazminatlar ödemiş biri.

Sadece, Batı’nın ve terör örgütlerinin bu kişiyi neden bu kadar istediğini ve mevcut CB’mızla bu kadar çok ne dertleri olduğunu düşünmek bile karar vermede belirleyicidir.

Rabbim önümüzdeki seçimi ülkemiz için hayırlı uğurlu kılsın. Maceraya vakit yok. Öyle bir yol ayrımındayız ki ya olacağız, ya öleceğiz.

Yorum Yazın Tüm Yorumlar
Güvenlik
Galeri
Sayfanın tüm hakları Hatice OLGUN’a aittir. 2015 ©
ana sayfa | hakkımda | fotoğraf galerisi | çizimlerim | şiirler | haber & söyleşi | yazılarım | yazarlardan | Yorumlar | bana ulaşın KA İnternet Bilişim Teknolojileri Tic. Ltd. Şti.